11 Şubat 2016 Perşembe

Beşiktaş - Konyaspor Ziraat Türkiye Kupası Maçı

Bizim için enteresan bir maç oldu. Şenol Hoca ortasaha ve hücum hattında haklı olarak rotasyona giderken, yolda karşılaşsalar birbirlerini tanımayacak olan stoper ikilisi Alexis ve Marcelo'yu birbirine alıştırabilmek için mecburi olarak oynattı. Bu senaryoda başımıza gelebilecek en kötü şey bir stoperi daha sakat vermemiz olurdu. Bu kadar şanssız olmasak da Marcelo'yu kırmızı kart ile kaybettik ve maç bu noktada dramatik bir hal aldı.



Dün oynadığımız maçta takımın genel kadro yapısı hakkında önemli işaretler vardı. Yedeklerimizden hangileri yeterli, hangileri formsuz tekrar görme şansımız oldu.

Tosic'ten başlamak lazım. İnanılmaz formsuz. Adeta ayda bir halısahaya gelen adam gibi top oynuyor. Bindirme yaptığında orta yapana kadar rakibi mutlaka geriden gelip yetişiyor. Dün bu dediğim 4-5 defa oldu sanırım. Defansta yaptığı top kayıpları da cabası. Açık ara takımın en kötüsüydü. 

Serdar ise ağır olsa da kapasitesini bilerek oynaması sonucunda daha az sırıtıyor. Ancak sahadaki "iyi bek" olma ihtimali yok maalesef. Serdar oynuyorken diğer bekin mutlaka ondan iyi olması lazım ki oyun kurma, hücuma destek gibi işler Serdar'a çok kalmasın.

Veli hala fizik olarak toparlanabilmiş değil. Hem güçsüz, hem de yavaş. Deli Dumrul gibi pres yapan Veli'yi görmek ancak sezon sonuna doğru mümkün olacak. Necip'de yanında Oğuzhan, Atiba, Sosa gibi oyuncular olduğunda sırıtmıyor ama formsuz bir Veli ile birlikte oyun kurmada yetersiz kalıyor. Fakat lig maçlarında bu sorun yaşanmayacaktır. Ortasahada ilk alternatifimiz Necip Oğlan. 

Quaresma formsuz olsa da çok dert edilecek bir durum yok bence. Fakat Kerim için problem büyük. Resmen kafası kesilmiş tavuk gibi oynuyor. Topu ayağından çıkarmamak için her şeyi yapıyor ve takıma çok fazla zarar veriyor. Şenol Hoca da muhtemelen çıldırmıştır. Dün; "Keşke Aras'ı kiralamasaydık" dedirtti bana.

Cenk hırslı ve güçlü. Attığı gol tam bir golcü sezgisiyle atıldı. Topun düşeceği yeri çok iyi sezdi gerçekten. O da Sosa, Ozi ve Olcay gibi rakip ceza sahası önünde hızlı paslaşmalar yapacağı kişileri bir türlü bulamadı. Quaresma ve Kerim kendisine destek olamadı.

Açıkçası kupadan elenirsek üzülmeyeceğim. Zira Fenerbahçe ya da Galatasaray ile fazladan maç oynamaya hiç ihtiyacımız yok. Çünkü stoperimiz yok. Fazladan her maç; sakatlık, kart gibi ihtimalleri arttıracaktır. Bu da şu an bizim en büyük problemimiz olur. Zira hücum hattı ve ortasahada olabilecek bir, iki eksiği kapatabiliriz ancak defans hattımız tam anlamıyla alternatifsiz. Ayrıca elenirsek Olimpiyat Stadı'nda başka maç oynamayacağız bildiğim kadarıyla. Dün maçın ikinci yarısında resmen doğa koşulları da bize karşıydı. Özellikle Boyko, Olimpiyat stadı ile acı bir şekilde tanışmış oldu.

Bu sene şampiyonluk demek önümüzdeki beş yılı domine etmek demek. Bu cümlemin üzerine daha çok yazacağım o yüzden şimdilik devam etmiyorum. Bu fikrin ışığında; Beşiktaş Konyaspor maçı tam zamanında bir kayıp oldu. Hem takımın ayaklarının yere basması, hem de yedek oyuncuların kendisini toparlaması açısından güzel dersler çıkarılacak bir maç oldu. Umarım bu dersleri alırız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder